o diilde kızın odunu da çekilmiyomuş arkadaş.....
bakın ne anlatacam;
bundan yaklaşık üç ay kadar önce harbi yakışıklı, böyle bilmem, bilirmisiniz,"Zac Efron" kıvamında bi abi geldi, manita adayı varmış, çoğu yakışıklı erkek gibi az buçuk romantizm özürlü bir arkadaş olduğundan, nacizane benden yardım istedi. dedi ki "öyle bi romantik, öyle duygusal hediye vereyim ki, ondan sonraki teklifimi reddedemesin...." sohbet sırasında ablanın fazlaca okur yazar çevresinden olduğunu öğrendim, okuyan insanın hoşuna gidebilecek türden bişeyler hazırlamaya başladım. niyetim başka bişeyler yapmaktı aa abi fikir verdi, şiir yaz dedi. ablanın adı Özlem'miş, gözleri maviymiş, esmermiş. yani anlayacağınız, benim için;ablada dehşet bir edebi malzeme vardı. eski ajandalardan daha öce başkalarına yazılanlardan bir derleme yapıp,adına mütakip bikaç düzine de o şekil bi şeyler ekleyice geçen ay itibariyle üzerinize afiyet 137 sayfalık bişey çıktı ortaya. bastırdık, süslettik, beceremem diyen abiyede en alt zeka düzeyinden anlattık. yirmi dakika önce öğrendim ki bizim oğlan kızdan nefret eder hale gelmiş... sebebini sordum, " kitabı vermeden önce içine de tek bir gül koydum verdim" dedi ( kitabın adını "özleme dair" yapmıştık ) kız almış, kapağına bakmış, içindeki gülü alıp koklamış, sayfalarını karıştırmış sonra demiş ki "filmini çeksinler de sen cd'sini alırsın..".meğer kızın okur tayfasıyla alakası yokmuş, genel itibariyle orada bulunan yaşlı amcaların yanındaki konu mankenliği görevini "üstleniyormuş" aslında......mankenmiş. tabi biz burada mankenlere laf atmıyoruz.hani bir kaç tanıdık bile çıkarabilirim o camiadan; İstanbul tayfasından, burada trajıkomik olan; hayatı boyunca fiziki ve mali varlığı sebebiyle daha fazlası olmaya gerek duymayan, açıkçası her haliyle tavlama operasyonu yönetebilecek olan arkadaşın, hayatının kadınını bulduğunu düşündüğü andaki fiyaskosudur. bir bizim oğlan başlamış küfre, tabi önce kendisine duygu senin neyine, sen baksana işine" diyerek.... biliyorum belki biraz saçma bi hikaye ama kelimesi kelimesine, harfiyen doğrudur. bu arkadaş şu an itibariyle "duygusuz ama metalik gri bir porshe ile neler yapabileceğine bakmaya izmire soğru yola çıkmış bulunmakta
Hikâyelerdeki yol haritasını tarif edeyim; bu fazlaca dolaştığım zamanlarda fazlaca gördüğüm mekânlarda fazlaca kişi, dolayısıyla bir o kadar da hikâye edindim, fakat hikâyeleri bunlarla sınırlandırmayıp bu süreçte aklıma gelen ve yazarken gelecek olan tamamen hayal ürünü kişi, kuruluş ve olayı dâhil “edebilite” ihtimalim var. Yani okuyacaklarınızın en az %50 si gerçektir, fakat gerçek olan kısmın hangisi olduğuna inanmak tamamen sizin tercihinizdir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder